FIFA'nın bu tarz oy verme sistemi dahil birçok durumda ne gibi yolsuzluklara bulaştığı birçok kez belgelendi. Andrew Jennings, ki kendisi de bir Londralı, sağ olsun bunların kitabını yazdı, belgeselini de çekti. Öyle gizli saklı bir şey değil yani. Hatta malum oylamadan birkaç gün önceki oy satma skandalını (Brezilyalı Teixeira, Paraguaylı Leoz ve Kamerunlu Hayatou'nun karıştığı) bizzat BBC açığa çıkardı. Demek istediğim, İngilizler ezelden beri bütün bu yolsuzluklardan gayet haberdardı ama yine de çok yeni şeylermiş gibi makalede yer vermişler kanıt olsun diye. Peki, sütten çıkmış ak kaşık olarak (!) madem bu kadar şikayetçiydin neden aday oldun demezler mi adama? "Biz elimizden geleni yaptık, süper iş çıkardık ama orada 7 tane satılık adam yüzünden kaybettik" gibi yine ve yine kendini aklama propagandasına girişmek ne kadar zavallıca. Hem de hiçbir resmi belge sunmadan, sadece dedikodulara ve söylentilere bakarak... Rastgele 7 kurban seçip olur olmaz ithamlarda bulunarak... Peki 2018'i İngiltere kazansaydı aynılarını söyleyebilecek miydi o güzide İngiliz basını? Bu sahte ahlakçılığı oynayabilecek miydi yine? Haliyle ben pek sanmıyorum. Hatta tam tersi "God Bless You" diye başlık atıp o 7 kişiyi yine manşete taşıyacaklarını bile söyleyebilirim.
Jelert'li günlere girmiş bulunmaktayız
7 saat önce
0 yorum:
Yorum Gönder