Borç İçinde Bir Kulüp

Bir futbol kulübünün başkanı olduğunuzu düşünün. Haziran 2011 itibariyle kulübünüzün yıllık esas geliri 145 milyon TL iken gideri 192 milyon olmuş. Yani geçtiğimiz sezon brüt olarak 47 milyon TL zarar etmişsiniz. Diğer giderleri ve faiz giderlerini de eklediğiniz zaman net zararınız 120 milyon TL'ye kadar yükselmiş. Başkan koltuğunda oturduğunuz 8. sezona girerken kulübün size 85 milyon TL borcu bulunuyor. Toplam borç ise tam 357 milyon TL, yani yıllık gelirinizin neredeyse 2,5 katı seviyesinde...

Bu istatistikler uzar da gider. Malum başkanın kim olduğu da büyük bir soru işareti değil sanırım bu yazıda...Adamakıllı gelir kaynağı yaratamadığınız ve giderlerinizi kontrol etmeyi beceremediğiniz bu durumda elbette TV gelirlerine sarılırsınız. "Futbolu yerden kaldırmak için taraftar decoder almalı" dersiniz. Bu gelir kaynağının kurumasını önlemek adına sezon içinde gerekli gereksiz kanlı bıçaklı olduğunuz rakip takım başkanını Metris'ten çıkarmak adına yapmadık girişim bırakmazsınız. Malum takımın suçlu veya suçsuzluğuna bakmadan küme düşmemesi için samimiyetsizce çırpınırsınız. Takım ne kadar başarısız gitse de iki transferle taraftarın hararetini almayı bilirsiniz. Ülkedeki futbol düzeni var oldukça siz de bu sofrada daha uzun süre ekmek yersiniz...

Bitmeyen Çile

Süper Lig'deki bir sürü takımın başkanı, yöneticisi, teknik adamı veya futbolcusu Metris'teyken ligi oynatmaya devam etmek... Hiçbir şey olmamışcasına, tam anlamıyla aptal kandırır gibi play-off simidine sarılıp olayları örtbas etmeye çalışmak... UEFA'nın ensesine vurup "o kararı öyle değil, böyle al" dediği bir federasyon haline gelmek... İtalya'nın hem 2006, hem de bu yaz 2 ay civarı sürelerde aldığı kararları sürekli ertelemek... Ve sonunda bu kararı 365 gün sonrasına, yani yeni sezonun sonuna bırakmak... Tüm bunlar anca bizim federasyonun yapabileceği şeyler. En kötüsü de o kadar çamura battık ve sıvandık ki şaşırmıyoruz artık hiç. Bu sezonun sonunda Fenerbahçe veya Beşiktaş şampiyon olsa ve ardından küme düşme kararı çıksa ne olacak acaba? Tarihte lig şampiyonu olup küme düşen ilk takım - hatam varsa düzeltiverin - bizden çıkacak belki de... Ve tüm bu kirliliğin içinde taraftardan kulübüne destek vermesi, decoder alması, maçlara aynı şevkle gelmesi beklenecek... En kolay sömürülen kesim yine aynı kısacası...

İyi ki Doğdun Shankly

Tam 98 yıl önce bugün dünyaya geldi Bill Shankly. O devrimlerini yaptığından bu yana neredeyse 50 yıl geçti ve bugün çok az şey onun zamanındaki gibi kaldı. Mesela bu anlamlı günde Liverpool'un web sitesine girdiğinizde onun resmini görmeyi umuyorsunuz ama karşınıza yine kulübün online alışveriş sitesinin linki çıkıveriyor... Yine de sitenin içinde ona dair şu videoyu bulabiliyorsunuz.

Ayrıca Liverpool'u baştan yaratan adamın güzel bir fotoğraf hatıratı için buradan buyrun...

TamSaha Eylül

TamSaha dergisinin Eylül sayısı yayında. Dünya ve Türkiye futbolunun gündemindeki konuları, röportaj ve dosyalarla ele alan derginin 83. sayısında, Beşiktaş'a geldikten sonra hem savunma yönünü hem de fizik kalitesini güçlendiren ve A Millî Takım oyunculuğuna terfi eden İsmail Köybaşı, sadece sporculuk performansıyla değil hayata bakışı, gelişime açıklığıyla da farklı bir oyuncu profili çiziyor: "Geldiğim yerin değerini biliyorum..."

Belçika ve Hollanda'nın ortaklaşa düzenlediği Euro 2000 sırasında 12 yaşında bir çocuk, imrenerek bakıyordu Rüştü Reçber'e. Kısa bir süre sonra Belçikalıların gelecekle ilgili umutlarını bağladığı bir kaleci oldu ama yol ayrımında kalbinin sesini dinleyerek ay-yıldızı seçti. Risk almayı seven Sinan Bolat, mesleğine farklı bir pencereden bakıyor: "Kaleci biraz delilik yapmalı!"

Millî Takımımızın Bundesliga'da parlayan yıldızlarından biri. Uzun yıllardır Türkiye'nin Genç Millî Takımlarında forma giydikten sonra ilk kez geçtiğimiz Şubat ayındaki Güney Kore maçında A millî oldu. Forvet, forvet arkası, sağ ve sol açık oynayabilen gurbetçi yıldızımız, Hamburg'da yaşadıklarını, yeni takımı Hertha Berlin'i ve hedeflerini TamSaha'ya anlattı. Tunay Torun: "Dersimi Nistelrooy'dan aldım..."

Kaleciliğe 9 yaşında Gençlerbirliği'nde başladı ve 11 yıllık çabasının karşılığını yeni sezonda birinci kaleci konumuna gelerek aldı. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen olgun tavırları ve fikirleriyle dikkat çekici bir profil çiziyor. Ümit Millî Takımımızın da kalesini koruyan genç file bekçisi üniversiteden mezun olabilmek için gün sayıyor. Özkan Karabulut: Ligin en genç 1 numarası...

Çok küçük yaştan itibaren doğup büyüdüğü şehrin takımı Antalyaspor'un her yaş kategorisinde forma giyerek A takıma yükselmeyi başardı. Başarılı defans oyuncusu, genç oyuncuların kulüplerinde daha fazla şans bulmaları halinde Millî Takımlarımızın da çok daha iyi noktalara geleceğini söylüyor. Musa Nizam: "Asıl hedefim kişiliğimle anılmak..."

Henüz 16 yaşındayken 2. Lig B Kategorisi'nde oynamış, bugün ise kulüp takımlarından çok ay-yıldız altındaki performansıyla adı anılan bir oyuncu Savaş Yılmaz: "Kariyerimi Millî Takım'a borçluyum..."

Hakkâri gibi zorlu bir coğrafyada kurduğu futbol takımıyla engelleri birer birer aştı. Hem oyuncuları hem de ailelerini ikna etmeyi başaran Cemile Timur, çabalarının karşılığını Kadınlar Bölgesel Lig'de mücadele eden Hakkârigücü takımını sahneye çıkartarak aldı: Hakkâri'de bir cesur yürek...

Siyah-beyazlı formayı 16 yaşında giyen, müthiş fiziğiyle dikkat çeken ve uzun boyuna rağmen çabukluğuyla da aranan stoper imajı çizen 1.96'lık oyuncu Atınç Nukan: Beşiktaş'ın genç kulesi...

Ayrıca, "Millî Takım: En kritik virajdayız", "Spor Toto Süper Lig: Ve nihayet santra", "Spor Toto Süper Lig: Yeni sezona yeni statü", "Ümit Millî Takım: Devamı gelsin gençler", "Nejat Biyediç: İmparatorun vedası!", "Teknik Direktör Profili: Diktatör mü, demokrat mı?", "Futbol Ekonomi: Avrupa futbolunda Körfez sermayesi", "Futbol Ekonomi: Yabancı sermaye İsviçre'de", "Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Tarihi: 'Yaşlı Kıta'nın genç turnuvası", "İspanya: Futbolun yeni modası", "U20 Dünya Kupası: Afrikalılar büyüdükçe küçülüyor mu?", "Uruguay: Kendi küçük, futbolu büyük ülke", "Evian: Son peri masalı", "Fransa Ligi logoları: Baykuşlar, köpekler ve aslanlar" dosyalarıyla TamSaha'nın Eylül sayısında da futbol kültürünün değişik konularıyla, farklı bir içerik yer alıyor.