Subscribe Twitter Twitter

23 Aralık 2009

Steve Bruce vs Roberto Mancini

Manchester City'de Mark Hughes'un kovulup yerine Roberto Mancini'nin getirilmesi Ada'da halen çok tartışılan bir durum. İtalyan teknik direktörün Hughes'dan daha başarılı olamayacağı, bunun tam bir kumar olduğu ve daha birçok ağır eleştiri yağıyor bu karara. Benim öngörüm de Mancini'nin uzun vadede City'de başarıyı yakalayamayacağı yönünde. Keza son yıllardaki en büyük başarısı 2005'teki Premier League 8.liği olan bir kulüpten bahsediyoruz; ki kadro o zamanlar şimdiki gibi olmasa da vasatın üstündeydi gayet. Bu sene pahalı yıldızlarla kurulan yepyeni bir kadronun bir anda mükemmel takım oyunu oynayan ve kolayca sonuca gidebilen bir yapıya bürünmesini hangi mantıkla beklemiş acaba City yönetimi? Kim gelse böyle bir kadroyu oturtmak için en az bir yıla ihtiyacı olacaktı. Açıkçası Hughes ile yollar çok çabuk ayrıldı.

City'deki duruma yorum yapanlardan biri de Sunderland menajeri Steve Bruce. "Yabancı menajerler sürekli büyük işleri kapıyor ama Britanyalı menajerler hor görülüyor" demiş Bruce. Bu sözler biraz tanıdık geliyor bana çünkü kendimi bildim bileli Yılmaz Vural, Erdoğan Arıca, Güvenç Kurtar ve türevlerinden duyuyoruz aynılarını. Piyasa mantığının artık neredeyse futbolun tamamına yayıldığı bir ortamdan bahsedebiliyoruz bugün. Bu durumda bilgi edinmenin ve gözlem yapabilmenin kolay olduğu bir piyasada iyi ile kötüyü çok daha net ayırt edebiliyoruz; futbolcu, teknik direktör, hakem fak etmeksizin. Hal böyle olunca "sen ne yaptın peki?" diye sorarlar adama. Orta sıralardan aldığın takımı yine aynı yerde bırakmak, takıma uzun vadede faydalı olacak bir kimlik verememek, her sene ayrı bir takımda amaçsızca takılmak... Bunların hiçbiri, milliyeti fark etmeksizin bir teknik direktörü büyük takımın başına getiremez. İngiltere'de tam olarak olmasa da Türkiye'de gördüklerimiz böyle en azından.

Steve Bruce'un sözleri tartışılacak cinsten tabii ki ama kısaca araştırdığımızda Premier League'teki 20 menajerin 13'ünün Britanyalı olduğunu söyleyebiliriz. Bunların da 6 tanesi İngiliz, 4'ü ise İskoç. Kupa kazanma potansiyeli yüksek olan ve puan sıralamasında an itibariyle ilk 8'de bulunan takımlarda da "yerli" ve "yabancı" dengesi neredeyse aynı üstelik. Dünyanın en global ligi olarak nitelendirebileceğimiz Premier League'de bu veri tek başına bile Bruce'u haksız çıkarabilir. Kaldı ki; Alex Ferguson hariç, kaç defa bir İngiliz takımının veya Milli Takım'ın Britanyalı bir menajerle uluslararası bir turnuvada kupa kaldırdığını veya finale yükseldiğini gördük?

0 yorum:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...