Sonuncusunu hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde ve açık farkla Messi kazandı bildiğimiz gibi. O kadar beklenen bir durumdu ki bütün sitelerde gayet heyecansız bir şekilde, sanki haber değeri pek de yokmuş gibi aktarıldı. Bu da garipsenecek bir durum değil zira Barcelona neredeyse kusursuz bir sezon çıkardı ve en yetenekli oyuncusu Messi de bu fırsatı çok iyi değerlendirdi.
1991'den bugüne bu ödülü kazananları ve her yılın ilk üç sırasındakileri yazmıştı Aceto. Dikkatimi çeken durum, FIFA Dünya Kupası'nın bu seçime olan etkisi oldu. Öncelikle ödülün verilmeye başlandığı '91 yılından beri istisnasız biçimde tüm dünya kupası şampiyonları aynı zamanda FIFA Yılın Futbolcusu'nu kadrosunda bulundurmuş. 1994'te Barcelona ile 33 lig maçında 30 gol atan ve Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan Romario, üstüne bir de dünya şampiyonu olan ülkesi Brezilya'ya kupa boyunca 5 gol hediye edince ödülün haklı sahibi oldu. 1998 Zidane'ın yılıydı. Juventus'ta zirve yapmış ve takımın lideri olarak iyice göze batmaya başlamıştı. Ülkesinde düzenlenen dünya kupasında da Fransa'yı sırtlaması ve finalde attığı 2 kafa golü onu yılın futbolcusu yapmaya yetti.
2002 yılı, "artık pili bitiyor" denen ve dizindeki sakatlıklarla boğuşan Ronaldo'nun geri dönüşüne sahne oldu. Takımı Inter ile o sezon toplamda yalnızca 16 maça çıkabilmişti Brezilyalı. Sıra Dünya Kupası'na geldiğinde ise birden canavar kesildi. Ülkesi ile kupaya giden yolda 7 maçın hepsinde gol attı ve galibiyet gördü. Brezilya'nın toplamda attığı 18 golün 8'i onundu. Inter'de bir sezonda attığı gollerden daha fazlasını Brezilya adına bir ayda kaydetmesi ona yılın futbolcusu unvanını kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda Galacticos'un yolunu açıyordu.
Mükemmel bir savunma anlayışının yanında bu konuda takımını da yönlendirebilmesiyle tanınan Cannavaro, 2006 yılında takımı Juventus ile sadece 24 gol yiyerek şampiyon olmuştu. Ne var ki kulüp başkanı Moggi'nin karıştığı maç ayarlama skandalları bu başarıyı lekeledi. O yaz Dünya Kupası'nda oynayacak olan İtalya Milli Takımı'da özellikle Milan, Fiorentina ve Juventuslu birçok oyuncu bu durumdan olumsuz etkilendi ancak bu motivasyonu zamanla pozitife çevirdiler. İşte İtalya'nın saha içi ve dışındaki lideriydi Cannavaro. Turnuva boyunca biri penaltıdan, biri de kendi kalesine olmak üzere sadece 2 gol yedi İtalya. Aslan payı ise teknik direktör Lippi'den sonra Cannavaro'nundu. Sonuçta FIFA Yılın Futbolcusu ödülüne sahip olan ilk defans oyuncusu olarak o da Real Madrid'in yolunu tuttu.
2010 Dünya Kupası ne getirir bilinmez tabii ancak 2008'deki performansını tekrar eden bir İspanya, forvet veya hücumcuların yanı sıra ilk kez bir orta saha oyuncusunun yılın futbolcusu olmasını sağlayabilir. Artık ikiz gibi olan Xavi ve Iniesta'ya da yakışır.
0 yorum:
Yorum Gönder