Bugünkü maç Türk futbolunda gelecekte hatırlanması gereken bir dönemeç olabilir. Skorun pek bir önemi yok bu noktada. Bundan ziyade ülkemizde olması gereken yerli teknik adam profiline ve başarılı kulüp yönetimine hem de Anadolu'dan güzel bir örnek teşkil etmesi sebebiyle önemliydi bugün. O sözde
"fırsat verilmeyen" Türk teknik direktörlerin aslında bunu beklemek yerine kendi yollarını çizerek ve her gittikleri yerde ortaya güçlü karakterlerini koyarak başarıya ulaşacaklarının bir göstergesiydi. Egolardan arınmanın, takımın başına geçer geçmez önceki teknik adama çamur atmak yerine onun doğrularını kendi felsefesiyle geliştirmenin, Anadolu'dan ancak uzun vadeli düşünerek zirvelere çıkılacağının daha iyi görüldüğü gündür aynı zamanda bugün. Ertuğrul Sağlam'ın yeni eseri olan Bursaspor'u kısa sürede zirveye ortak etmesi, onun Kayseri'deki halefi olan Tolunay Kafkas'ın takımı iyice olgunlaştırarak zirveye yerleştirmesi kesinlikle tesadüf değildir. Ertuğrul'un Bursa macerasını değerlendirmek için daha zaman var; zira bunun uzun vadeli ve tabanı olan bir düşünce olduğunu görmek için henüz erken. Ancak Kayserispor'un 2006'da Ertuğrul'la başlayan ve 2007'den beri Tolunay'la devam eden gidişatı, 32.000 kişilik yeni stadı ve kulübe yapılan yatırımlarla desteklendiğinde gayet akılcı bir yönetim hareketi olarak görülebilir. Aynı hamleleri müthiş taraftar gruplarına sahip Eskişehir ve Bursa yönetimlerinden de beklemek gerekir çünkü sadece saha içi başarılarla kalkınamaz bir kulüp. Türk futbolunun artık bir üst lige çıkabilmesi için köklü bir Anadolu devrimi şarttır. Bu durum da en az 5 yıl değişmeyen sağlam bir kurumsal ve ticari planlamayla, güvenilir ve idealist bir teknik adamla, son olarak tabanı iyi oturtulmuş bir altyapı sistemiyle mevcuttur.
Özetle; yapılan yatırımların meyvesi henüz tam olarak toplanmaya başlamasa da, Kayserispor'un son 5 sezonda nasıl bir yol izlediği ve nasıl bu noktaya geldiği, doğrularıyla ve eksikleriyle tüm kulüplerimiz için güzel bir örnektir. Öte yandan Ertuğrul Sağlam, Tolunay Kafkas ve Abdullah Avcı'nın ne kadar tutarlı ve dengeli birer kariyer başlangıcı yaptıkları da göz ardı edilmemelidir. İşte tüm bunları az önceki postta da belirttiğimiz gibi bir rekabetin merkezinde gördüğümüz zaman ülke futbolu adına karamsarlıktan kurtulabiliyoruz.
0 yorum:
Yorum Gönder