Subscribe Twitter Twitter

9 Şubat 2011

Beşiktaşlı Olunmaz...


“'İşler soyunma odası basmakla yürüyorsa, onun da âlâsını yapmasını biliriz?' ne demek? İnsan yerden göğe haklı olsa, bu cümle sonrası ortada hak mı kalır? Bir zamanlar Beşiktaşlı olmak demek başka bir anlama gelirdi. Maç kazanmaktan, şampiyonluktan çok daha üstün, çok daha değerli bir şeydi Beşiktaşlı olmak. Başkaları maçları kazanabilirdi ama onların neler yaptığını herkes iyi bilirdi. Beşiktaşlı olmak işte tam da onları yapmamak demekti. Şimdi maç kazanmak için hakem odası basacaklarmış, gerekirse. Neden? Bunu âdet haline getiren kişiler medyada takdir görüp övülüyormuş. Küçükken yaptığımızın ne kadar saçma olduğunu anlatmak için 'Arkadaşın camdan atlasa sen de atlayacak mısın?' diye sorardı anne-babamız. Aziz Yıldırım camdan atlasa, peşinden kuyruk olacak, benim anladığım bu."

Banu Yelkovan’ın bugünkü yazısından bir kesit… Daha ne denir ki? Bir Beşiktaşlı olarak Serdal Adalı’nın basın toplantısındaki tek kelimeyi bile savunamıyorum. Arkasında duramıyorum. Ve bu kelamları zerre kadar desteklemek zorunda olduğumu da hissetmiyorum bir taraftar olarak. Yelkovan’ın yazısında belirttiği, Beşiktaşlı olmanın başka anlamlara geldiği yılları ancak ucundan yakalayabildim ben. O zamanlar da bunun ne demek olduğunu idrak edebilecek yaşta değildim. Sonrası ise tufan… Ben büyüdükçe, artık neyin ne anlama geldiğini idrak etmeye başladıkça kulübümün yönetim anlayışı ve vizyonu hızla küçüldü. Süleyman Seba’nın ne kadar “güzel” bir insan olduğunu, Türk futbol dünyasında o dönemler bir abi, bir baba figürü çizdiğini hep sonradan okudum, dinledim, öğrendim. Ve gün geçtikçe utanmaya başladım. Oysaki birkaç yıl önce doğmuş olup o günleri yaşamayı o kadar isterdim ki…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Müdür çok duygu dolu yazmışsın, fazla söze gerek yok!! Şimdi basıyor muyuz odayı basmıyor muyuz:)

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...