Kafama takılan noktalara gelirsek... Bir kulüp yurt dışında futbol okulları açmaya başlamışsa oyuncu yetiştirme işini iyi biliyordur diyebiliriz. En azından bu süreci kendi ülkesinde ve kulüp altyapısında denemiş, A takıma başarılı oyuncular kazandırmış olmalı değil mi? Peki Beşiktaş Seba'dan sonra parmakla gösterilen kaç futbolcu yetiştirdi? Bu noktada en son Sergen ve Nihat'ı biliyoruz. Şu anki kadroda bulunan Serdar Özkan ve İbrahim Kaş'ı bu ikiliyle aynı kategoriye sokmak haksızlıktan öte bir şey olur. Necip içinse 'beklemek gerek' diyebiliyoruz anca. Sonuçta son 10 yıldır koskoca kulübün A takımına altyapıdan yükselen, yeteneği ve başarısı çoğunluk tarafından kabul edilmiş bir futbolcu sayabilir misiniz? Ülke sınırları dışında 'futbol dersi' verebilmek için sayabilmek gerekir işte. Futbol 101'i önce kendi gençlerine öğretebileceksin ki bundan sonraki derslerin havada kalmasın. Cruyff ve Ferguson gibi bu işi gerçekten iyi bileceksin ki o hamuru istediğin şekle sokabilesin. Ha, Wenger gibi "yeteneğin kokusunu 3 km öteden alırım" diyebiliyorsan da çocuğu tutar yanına getirirsin, yetiştirirsin. Yabancı sınırın yoksa o ülkenin vatandaşı bir futbolcun bile olmadan kadro da kurarsın hatta.
İkinci şüphem, BJK Futbol Okulları Sorumlusu Nedim Sarsmaz'ın açıklamalarından sonra doğdu aslında. Okulların özkaynak havuzuna oyuncu kazandırmayı amaçladığını, daha da önemlisi Beşiktaş'ın adını dünyaya duyurmayı hedeflediğini belirtmiş. İşte bu ikincisi hem çok zor, hem çok kolay. Liverpool'dan 8 yerseniz adınızı tüm dünya duyar zaten. Ama özkaynağınıza çok önem verir, verimliliği ön planda tutar, o okullardan öyle becerikli gençler çıkarırsınız ki değeriniz zamanlar artar. Yani ilk hedef planlı bir biçimde o yetenekleri keşfedip kazanmak olmalı. İkinci ve o 'daha önemli' olan hedef kendiliğinden gelir zaten.
0 yorum:
Yorum Gönder