Milyonlarca insanın vazgeçemediği bir tutkudur futbol. Onu bu kadar cezp edici hale getiren nokta, ne zaman ne olacağını kestirmenin zorluğudur. Top yuvarlaktır ve David’in her zaman Goliath’ı yenme ihtimali vardır. Kısacası rekabet edebilme duygusudur futbol ateşini sürekli körükleyen. Peki, Türkiye ve Avrupa’da son yıllarda rekabet durumu nedir? Eskilerden eser kalmış mıdır? Para her zaman huzur getirir mi? Mütevazi takımların birincilik şansı var mıdır? Bu sorulara birkaç analizle birlikte cevap bulmaya çalışalım.
1892’den bu yana tam 23 farklı şampiyon çıkaran İngiltere, son 5 yılda birincilik koltuğunda sadece Manchester United ve Chelsea’yi görebildi. Bu iki takımı liderlik yolunda zorlayanlar ise Arsenal ve Liverpool oldu. Günümüzde Big Four’un etkisinin şiddetle görüldüğü Ada’da bu sezon ilk 4 takımın puan ortalaması 2,18 iken, son 4 için bu rakam 0,88. Tepedeki dörtlünün değerinin lig ortalamasına oranı ise 2,15 ile standardın üstünde.
Mazisinde 9 değişik şampiyon gören İspanya’da Real Madrid ve Barcelona, ülke futboluna tam anlamıyla damga vurmakla birlikte bir kutuplaşmaya yol açtı. Onları son 5 yılda sadece Sevilla ve Villareal zorlayabildi. La Liga’da dip ve zirve dörtlülerinin puan ortalamaları sırasıyla 0,83 ve 2,15. En çarpıcı nokta ise, zirve grubunun ortalama değerinin lig ortalamasının tam 2,65 katı olması. Sadece Barça ve Real’in ortalamasını hesaba katarsak bu rakam 4’ü geçiyor.
Çizme’de 2006’dan bu yana Inter damgası var diyebiliriz. O yıldan bu yana her sezon şampiyon oldular ve arkalarında sadece Milan ve Roma’yı hissettiler. 16 lider görmüş Serie A için oldukça vasat bir durum; ki bunda 2006’daki Calciopoli skandalının etkisi büyük. Diğer yanda puan ortalamalarına göz atarsak ligin çekişmeli yönünü görebiliriz: 1,91 zirve puanına karşılık 1,06 dip puanı. Yani ligin alt kısmındaki ekipler, güçlü olanlardan puan koparmayı iyi başarmış. İlk 4 ekibin değer ortalaması ise lig genelinin 2 katı; ki bu da tüm liglerdeki ortalamanın altında.
Almanya
Rekabete en açık lig Bundesliga. Tarihinde 14 şampiyon tanıyan Almanlar, son 5 yılda 7 liderlik adayı çıkardı ve aralarından 3 değişik ekip birinci oldu. İlk ve son 4 ekip arasındaki ortalama puan farkı ise 1,14. Bu da 0,85’lik İtalya’dan sonra en düşük rakam. Değer kıyaslaması açısından bakacak olursak ilk 4 kulüp, lig ortalamasının 1,72 katına sahip. Kısacası 2006 Dünya Kupası’ndaki yatırımlar Bundesliga’ya neredeyse eşit dağılarak Bayern’in hakimiyetini kısmış gibi görünüyor.
Bu sezon tam 6 takımın birincilik mücadelesi verdiği Fransa’da Lyon tekeli kırılmış halde. 18 şampiyonlu ligde geçen yılki Bordeaux ihtilâlinden sonra yarış daha da kızışmış görünüyor. Bu ülkedeki zirve ve dip dörtlülerinin ortalama puanları sırayla 1,93 ve 0,77. Ligue 1’ın en vurucu yanı ise, puan cetvelinin tepesindeki 4 takımın ortalama değerinin lig genelinin sadece 1,34 katı olması. Bu noktada da mütevazi Montpellier ve Lille’in katkılarını göz ardı edemeyiz.
Bildiğimiz üzere ülkemizde sadece 4 farklı lig şampiyonu çıktı. İlginç olan noktaysa, son 5 yılda 5 değişik kulübün zirve yarışına ortak olması. Trabzonspor’un vasatlığında Bursaspor ve Sivasspor Üç Büyükler’i gayet zorlarken, Kayserispor da liderliğe oynamasa bile güçlü bir kulüp imajı çizdi. Ancak son 5 yılda üç büyük kulübümüz zirveye yerleşti ve kulüp zenginliğinin rekabete etkisi halen çok üst düzeyde. An itibariyle ilk 4 kulübün ortalama değeri, lig genelinin tam 2,39 katı. Bu da İspanya’nın ardından en yüksek rakam. Malum dörtlü ile sondakilerin (Ankaraspor hariç) maç başına puan ortalamaları arasındaki fark ise 1,18.
0 yorum:
Yorum Gönder