Hazır önceki postta Milan'a değinmişken devam edelim. İlk 11'inin yaş ortalaması çoğu zaman 30'un üzerinde olan gayet yaşlı bir ekip Milan. Geçen sezon bazı Şampiyonlar Ligi maçlarına 33 yaş ortalamasıyla çıktıkları olmuştu. Hatta 2007'de Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken de durum pek farklı değildi. Wigan karşısına 19'luk ortalamayla çıkan Arsenal'le yan yana gelince mahallenin abileriyle yeni nesil veletlerini görür gibi oluyor insan!..
Peki bu kadar yaşlı bir takım nasıl hala başarılı olabiliyor? İşin sırrı, 2002 yılında 30 milyon Euro harcanarak ve yüksek teknoloji kullanılarak kurulan Milan Lab'ta aslında. Bu sene Microsoft'un da katkısıyla iyice gelişen Milan Lab öyle bir yer ki, futbolcunun sakatlanma ihtimalini sadece zıplamasına bakarak %70 doğruluk payıyla tutturabiliyorlar! Bunun gibi bir sürü erken tanı yöntemleri sayesinde de ilaçla tedavi oranını tam %92 azalttılar.
Milan Lab'ın başında Belçikalı Jean Pierre Meersseman bulunuyor ve yapılan transferlerde başkandan önce son onayı veren imzayı atan bir güce sahip Milan'da. Meersseman'a göre kaptan Maldini, 40 yaşında olmasına rağmen takımda mükemmele en yakın oyuncu durumunda. Belçikalının diğer bir favori adamı da Cafu. Herkesin "yok artık" dediği bir yaştayken pilinin bitmesine daha zamanın olduğu, Lab'daki sistem sayesinde anlaşıldıktan sonra transfer edildi Brezilyalı. Seedorf mu? Meersseman'a göre Hollandalının bazı vücut kasları olması gereken maksimum seviyede ve bu yüzden tesislerde kas geliştirici çalışma yapması yasak!
İşte bu mükemmel bilimsel proje sayesinde Milanlı bir futbolcuya yaşlı demek için 2 defa düşünmek gerekiyor. Çünkü genelde bir futbolcunun en verimli dönemi 26-31 yaşları arasındayken, bu limit Milanlı oyuncular için birkaç yaş daha genişleyebiliyor! Maldini, Seedorf, Inzaghi, Cafu gibilerini sadece izlemek bile bunu anlamaya yetiyor zaten.
0 yorum:
Yorum Gönder