Subscribe Twitter Twitter

6 Aralık 2008

Lucescu


Lucescu'nun ülkeye ayak bastığı ilk günden beri sürekli eleştiriyor Rumen teknik adamı Hıncal Uluç. Önceleri kendisini korkak ve aşırı defansif futbol oynamakla eleştirirdi. Daha sonra da malum basın toplantısında sarfettiği sözlere takarak (Türkiye'yi Çavuşesku'nun Romanya'sına benzettiği toplantı) olayı nefret boyutuna taşıdı. Hoş, son yıllarda yaptığı tüm eleştiriler nefret dozunda sözler içeriyor da neyse, konu bu değil.

Öncelikle kabul, Luce defansif oynamayı seviyor. Hatta bu işi son Beşiktaş - Chelsea maçındaki gibi bazen fazla abartıyor, ama her teknik adamın da kendine has bir tarzı var. Kimyası böyle... Peki futboldan zevk almak için her maç 2-3 fark mı atmak gerekir illaki? Bir futbol dilencisi için takımın birlikte hareket ettiğini görmek, çalışılmış pozisyonlar ve paslaşmalar izlemek, kısacası sahada aynı hedefe odaklanmış ve uyumlu hareket eden tek bir ruh görmek de yeterli değil midir? Damarını kessen sanat akacak bir adam olan Hıncal Uluç, Lucescu'nun sahaya yansıttığı kolektif estetiği ve sanatsal gösteriyi nasıl göremedi 4 yıl boyunca?

Malum basın toplantısında da haklılık payı yok değil Luce'nin. Memlekette medyanın birilerinin oyuncağı olduğu kadar, futbol kulüpleri de birilerinin oyuncağı. Ve bu birileri sürekli birbirleri ile ortak çıkar ilişkileri içerisinde malesef. Böyle olunca da teknik direktörler ve futbolcular ile birlikte bazı yazarlar ve muhabirler de figüran durumuna düşüyor. Hele bazı muhabirler var, başrol olduğunu sanıp kendini satıyor. Evet, böyle bir ülkede yaşıyoruz. Demirören'in tepesi attığında teknik direktör kovmaya karar verip direk Hürriyet muhabiri İsmail Er'i arayıp uydurma haber yazdırması gibi durumlar oluyor bu ülkede. Aynı işlere Sinan Engin de burnunu sokup, üstüne bir de ülkenin bir numaralı mafya babasının yurtdışına kaçmasına yardımcı oluyor! Peki Lucescu gibi zeki bir insanın bu tarz oyunları görmesi o kadar zor mu? Kendisini ve futbolcularını dakikasında sırtından bıçaklayabilecek bir medyanın varlığı onu hiç mi rahatsız etmedi? Kulüp yönetimini ele geçirmek için o anki başkana küfür edilmesine göz yuman, başkanı yıpratan ve sonunda o koltuğa oturanların bu medya ile yakınlığı hiç dürtmedi mi peki Luce'yi?

Türkiye'de yaptığı devrimlerin fazlasını 4,5 yıldır Ukrayna'da yapıyor Lucescu. Kulübü Shaktar'ın yönetiminin aklı başında ve akıllı hamleler yapıyorlar. Yetenekli futbolcuları tüm dünyada, özellikle Güney Amerika'da iyi takip ediyorlar ve takıma kazandırabiliyorlar. Harcama yapmadan önce onu nasıl ve nereden karşılayabileceklerini düşünüyorlar önce. Yeni ve modern bir stad da yapıyorlar şu anda üstelik. Kısacası adım adım doğru yolda ilerliyor Ukrayna ekibi. Şimdi bu kulübe bunları kazandırmışken, hâlâ kazandıracağı bir sürü şeyin olması da mümkünken Lucescu tekrar neden dönsün Türkiye'ye? Bu sefer de Adnangillerle uğraşmak için mi?

0 yorum:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...