Subscribe Twitter Twitter

9 Şubat 2012

Deloitte Para Ligi 2012


Deloitte'in her sene hazırladığı Para Ligi raporunun yenisi yayınlandı. 2010/2011 sezonuna dair verilerin yer aldığı çalışmada artık neredeyse herkesin bildiği üzere kulüplerin kazançları ticarî gelirler, TV yayın gelirleri ve maç günü gelirleri olarak üç ayakta inceleniyor. Bu sezon 15. versiyonu düzenlenen raporda ilk sırayı son 6 yılda olduğu gibi yine Real Madrid aldı.

İsteyenler şu adresten raporun tamamına ulaşıp indirebilir. Kısa bir özet geçmek gerekirse 480 milyon €'luk geliriyle lider Real Madrid ve onu 451 milyon € ile izleyen Barcelona, rakipleri arasındaki farkı giderek açıyor. Bu iki kulübü diğerlerinden ayrı kefeye koymak lazım zira üç gelir kalemini de dengeli bir biçimde büyütmeyi becerebiliyorlar. İkisinin de ticarî gelirleri o denli sağlam ki, La Liga'nın daha adil bir yayın geliri dağılımına geçmesi durumunda bile büyük darbe alacaklarını söylemek güç. Kısacası "El Clasico", rakipleri arasındaki mesafeyi sadece La Liga'da açmadı. İki ekip arasında bu kulvarda da kıyasıya yarış devam ediyor elbette ama Real Madrid'in ticarî gelirleri gerçekten çok güçlü ve köklü. Barcelona ise Qatar Foundation ile yaptığı gibi yüksek meblağlı anlaşmalar ile rakibini zorlamaya çalışıyor.


İspanyol büyüklerini takiben üçüncü sırada yer alan Manchester United'ın işi ise biraz zor. Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nden daha şimdiden elenmiş olmaları, United'ı önümüzdeki yılın raporunda ilk iki sıradan bir hayli uzağa itecek. Hatta bir ihtimal dördüncü Bayern Münih'in bile arkasına çekebilir. Bu arada Bayern'in tüm gelirleri içinde ticarî gelirler %56'lık bir paya sahip. Diğer bir deyişle takımın aldığı sonuçlar ne olursa olsun, kötü sonuçlar uzun vadeye yayılmadığı sürece nispeten yüksek ve daimi bir gelir kapısı bulunuyor.

İtalyan kulüplerinin en dikkat çekici yönü, geçmiş raporlarda olduğu gibi TV gelirlerinin yüksek oranı. Milan'ın %46, Inter'in %58, Juventus'un %57, Roma'nın %64, Napoli'nin ise %51 oranda TV gelirine sahip olması aslında riskli bir durum. Zira yayın ihalesi ve gelir dağılımının en nihayetinde değişme durumu her daim mevcut. Özellikle büyük kulüplerin aleyhine değişebilecek şartlar sonucu toplam gelirler de önemli derecede darbe alabilir, ki bu kulüplerin çoğu bu tarz dezavantajları telafi edebilecek güçlü ticarî gelirlere sahip değil. En azından Real Madrid veya Barcelona kadar hiç değil...


Tottenham ve Schalke'ye bakarak Şampiyonlar Ligi'nin yayın gelirleri konusunda ne derece etkili olduğunu anlamak mümkün. İki kulüp de 2010/11 sezonunda bu kulvarda kendi potansiyelini zorladı. Böylece çeyrek finalist Tottenham bir önceki yıla göre %24 büyüme elde ederken, yarı finale kadar yürüyen Schalke'nin büyüme oranı %44'e kadar çıktı. Alman kulübü bu şekilde 16. sıradan 10.luğa kadar yükseldi. İnanılmaz yatırımlara imza atan Manchester City ise bunların karşılığını henüz alabilmiş değil. Listede 12. sırada yer alan City'nin büyüme oranı %11'de kaldı. Son olarak geçtiğimiz yıllarda her alanda müthiş bir istikrar örneği gösteren Napoli, 115 milyon €'luk geliri ile 20. sıradan ilk kez listeye giriş hakkı kazandı. Hatta bu sezonki Şampiyonlar Ligi başarısını hesaba katarsak Napoli'yi önümüzdeki yıl daha yukarılarda görmek şaşırtıcı olmayacak.

0 yorum:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...