İngiltere’de bu sıralar altyapı sistemi konusunda gündem yoğun. Son Dünya Kupası’nda da görülen kronik başarısızlık, 2010 FIFA Ballon D’Or’un 30 kişilik ilk aday listesinde tek bir İngiliz’in yer almaması, Premier Lig’deki her takımın kadrosunda 8 “home-grown” oyuncuya yer verme zorunluluğu ve tabii ki Financial Fair Play’in günden güne yaklaşıyor olması, altyapı reformu için yeterli etkenler.
Paketin içinde ne olduğuna gelirsek… Öncelikle Rezerv Lig’in kaldırılması ve onun yerine U-21 Ligi’nin kurulması planlanıyor. Tüm Premier Lig takımlarının katılması zorunlu olacak ve 21 yaş üstündeki oyuncu sayısı sınırlandırılacak. Bu şekilde şu anda yaşı fark etmeksizin yedek oyuncuların form tutmasına yarayan lig, daha çok genç oyuncuların gelişimine odaklanacak. Bu noktada dikkat çekici olan şu ki, Türkiye’de henüz geçen sezon PAF Ligi kaldırılıp A2 Ligi’ne geçildi. Geç bile kalmış bir hamleydi ama günün şartlarının özellikle Financial Fair Play doğrultusunda gayet değişiyor olduğu bir gerçek. Bu noktada yeni finansal düzenlemelerin keskinliğini ve genç oyuncu yetiştirmenin önemini anlamamız ne kadar sürer bilemem. Tabii Semih’e 25 yaşına kadar “genç” denen bir ülkede yaşıyoruz, orası ayrı…
Neyse… Reform paketindeki ikinci noktaya göre bağımsız bir denetim kurulu, kulüplerin altyapı okullarını detayına kadar inceleme hakkına sahip olacak. Tıpkı Bundesliga’da olduğu gibi. “Zayıf”tan “Pekiyi”ye doğru 1’den 4’e kadar puanlama yapılacak. Bu kurulun yaz aylarında kurulup hemen önümüzdeki sezon faaliyete geçmesi planlanıyor.
Bu iki önemli değişimin haricinde, genç futbolculara kulüpler arasında serbest dolaşım hakkının verilmesi de düşünülüyor. Ama bu durum henüz taslak aşamasında ve hakkında pek detay bulmak mümkün değil. Son olarak halen yürürlükte bulunan kurala göre altyapı oyuncuları, evlerine en fazla 90 dakika uzaklıktaki bir kulüpte oynayabiliyor. Bu kuralın da değişme ihtimali var.
Tüm bu maddeler önümüzdeki hafta görüşülecek ve ortak görüşe varıldığı taktirde önümüzdeki sezon uygulamaya konacak. U-21 Ligi’nin geliyor olması elbette önemli bir madde ama bana göre işin püf noktası denetim kurulunun kalitesinde yatıyor. Almanya bu sistemi başarılı biçimde uygulayarak Dünya Kupası’nda iz bıraktı. Meyvesini hızla toplamaya devam edecekler, orası su götürmez. Biz de bunu fırsat bilip orada hazır yetişmiş çocuklara Ay Yıldızlı formayı giydirmeye çalışıyoruz işte. Yani aslında bizim de bir “denetim kurulumuz” var ama gözü neredeyse sadece Almanya’daki pişmiş gençlerde. Oranın suyunda, ocağında, malzemesinde değil halbuki marifet. En azından aşçıyı ve tarifini biraz kopyalamaya çalışsak bile birçok şey farklı olacak burada da.
0 yorum:
Yorum Gönder