Subscribe Twitter Twitter

28 Temmuz 2010

Eşek Hoşaftan Ne Anlar



Amerikalı'ların futboldan ne kadar anladığını tahmin edebiliyoruz. 2002 Dünya Kupası'ndan beri belli bir yol kat ettiler. En azından kalburüstü futbol ülkeleri arasında kendilerine yer edindiler diyelim. Bu ivmeyi Beckham ve Henry transferleriyle daha da artırmayı düşünüyorlar ama pek de kolay olmayacak gibi. Videoda gördüğünüz hanımefendi, ki kendisi Rosanna Scotto oluyor, bu programın sunucularından biri oluyor. Henry gibi bir efsaneye sorduğu ilk soru ise "eee, Dünya Kupası'nı kazandın ve geldin değil mi bakalım?" tarzında bir şey oluyor. İlginç!.. Fransız'a ne kadar 'Fransız' olduğu daha ilk dakikadan belli. Böyle programlara gayet hazırlıklı girilir malum ama kendisi pek önemsememiş olacak ki böyle bir ayrıntıyı atlamış. Zaten sonrasında da sürekli sıkıştırıyorlar Henry'yi; "şimdi sen buralara niye geldin?" deyiip duruyorlar defalarca. Üstelik arka planda İrlanda'ya elle attığı golü de birçok kez gösteriyorlar. Artık bilerek mi yapmışlar, eğer öyleyse nedeni nedir bilemiyorum. Ama öyle değilse de bravo, bu kadarını iyi denk getirmişler. Fransız'ın yüzünden belli oluyor bir süre sonra memnuniyetsizliği...

27 Temmuz 2010

Yetmez Mi?


Daha birkaç ay öncesine kadar Demirören'e "yeter" diye bağırıyordu Beşiktaş taraftarı. Artık bir motto haline bile gelmeye başlamıştı o slogan. Uzun süre stada maç izlemeye gelmedi 'başkan'. Önce tribünü karıştırmak ve alttan çökertmek adına sözde küfür kampanyası başlattı. Kendince ıslah edecekti İnönü seyircisini. Ardından baktı olacak gibi değil, bu sefer kendini geri plana çekti. Yeni yönetim kadrosuyla beraber Serdar Adalı'nın adını daha sık duyar olduk. Bugün Quaresma ve Guti'nin takıma dahil olmasıyla birlikte tekrar Demirören'i en ön safhada görmeye başladık. Üstelik taraftarından tam destek alan bir başkan olarak. Tek yaptığı, kalitelerine ve takıma sağlayacakları potansiyel faydaya neredeyse hiçbir lafımın olmayacağı iki transfer... Karşılığında "yetmez Demirören" sloganını duymak. Kimse kusura bakmasın ama bu kulüp birkaç yıl alsa da çok kolay bayağılaştı. Taraftar, sözde o 'büyük kulüp' trendine uyarak kabına sığamadı ve iki transferle yelken indirir oldu. İsimleri ne olursa olsun, bu iki transfer geçmişi unutturmamalı. Beşiktaş, kulübünü taraftardan ziyade 20.000 kişilik kongresinin malı olarak gören bir başkana sahip halen. Kısaca tepede henüz değişen pek bir şey yok, olacak gibi de durmuyor. Ne yazık ki o taraftar da onlara ayak uyduruyor artık...

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...