Subscribe Twitter Twitter

15 Mart 2011

Elveda Schuster


Ne yalan söyleyeyim, beklediğim bir gelişme değildi. Ne var ki hiç beklenmedik bir yanı da yoktu. İşler yokuş aşağı gitmeye başlayıp içinden çıkılmaz hale geldiğinden beri Schuster'in takımda kalması gerektiğine inanıyordum. En son Manisa maçında Ernst'in 90+2'de oyuna alınması yaka silktirse de, takımı daha iyiye götürecek şartları gözümde canlandıramadım bir yerde. Kim gelecek, sihirli dokunuşuyla neyi düzeltecek, nasıl yapacak? Bu kadar yıldızı bir arada barındıran takımı çalıştırmayı çok kişi ister. Hikmet Karaman atlamış bile mesela!..

Neyse, Schuster'in yolu açık olsun. Ne diyelim... Genel olarak kendisinin buralara tam adapte olamadığını söylesek yeridir. Hatta bunun için pek kasmadı diyebiliriz. Eskiler daha iyi bilir, o yine kendi bildiğini okuyarak ve burnunun dikine giderek başarıyı aradı ama olmadı. Ortama alışmaktan ziyade, ortamı kendine alıştırmakta ısrar etti. Birçok kez prensiplerinden taviz vermedi, ki bu ikisi arasında da ince bir ayrım var zaten.

Sonuçta Beşiktaş tekrar aynı noktada. Yeni bir hevesle yapılan yatırımlar, pahalı transferler ve balon gibi şişen umutlar... Derken birkaç kötü sonuç, medyadan gazı alma ve dünyaca ünlü bir teknik direktörün daha takımdan sezon ortasında ayrılması... Bilindik hikayeler oldu artık bunlar. Sezon sonuna kadar yine rölantideyiz kısaca! Yalnız Del Bosque sonrası Rıza Çalımbay, Tigana sonrasında da Ertuğrul Sağlam gelmişti "bizim çocuk" sıfatıyla. Artık böyle bir durum da beklemiyorum. Hollywoodspor (!) gibi bir takıma da ünlü bir yönetmen yakışır ama değil mi?

0 yorum:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...