Aziz Yıldırım
"günümüzde efsane olmak çok kolay" derken bir açıdan haklıydı. Her başarılı karakteri bir anda efsane mertebesine yükseltip ilk fırsatta olanca sertliğiyle yere çarpmıyor muyuz? Veya futbol dünyasındaki birini yermek için türlü türlü futbol dışı silahları da kullanmıyor muyuz işimize gelince? Çok uzaklara gitmeye gerek yok, Arda Turan'a yapılan saçmalıkların dumanı tütüyor henüz.
Böyle bir ortamda bile 8 sezon istikrarından hiç ödün vermeden ayakta kalabildiği için efsanedir Alex. Attığı gollere, kazandırdığı şampiyonluklara yalnızca birer istatistik olarak bakılabilir belki. Ama mahallede maç yapan çocuğun formasının arkasında yazan onlarca "Alex"e ne demeli peki? Sayısız çocuğun kendini onunla özdeşleştirmesine ne demeli? Fenerbahçe kulübü bilmem kaç milyon taraftarını yatağa buruk gönderiyor bu akşam. O onlarca çocuğu da ağlattı işte böylece. Yarın okuluna belki Galatasaray'a 5-0 yenilmişçesine boynu bükük gidecek o çocuklar. Ama öyle bir ortak değer oldu ki Alex, bu kez Galatasaraylı arkadaşları kolay kolay dalga geçemeyecek o çocuklarla. Sırtlarını sıvazlayıp
"valla ben de üzüldüm hacı, takma" diyecek birçoğu.
Aziz Yıldırım'ın dediği gibi kolay efsane olabilmek. Asıl zor olan ise efsane kalabilmek zaten. Buralardan gitti diye Alex'in değeri azalmayacak elbette. O çocukların arkasında "Alex" formaları bir kat daha kıymete binecek bilhassa. Belki bir daha onu sırtına geçirip top oynamak bir yana dursun, annesine yıkatıp odanın en güzel yerine koyacak. Yıllar sonra bu çocuklar büyüyecek, kendi çocukları olacak. Onlara o formayı giydirip Alex'in heykeline götürecekler. Bilsinler; bir zamanlar bu takımda böyle bir güzel adam oynadı diye. Ve Alex'ten başlayıp gaza geldiği hikayeyi Lefter'e dek götürecek.
Arkasını dönüp giderken bu topraklara bir gün geri dönmesini içtenlikle dilediğim nadir rakip takım efsanelerinden biri oldu Alex. Tekrar görüşmek ümidiyle...
0 yorum:
Yorum Gönder