Bloga yazı yazmayalı da epey olmuş. Bu yoksunlukta iş yoğunluğunun yanı sıra yüksek lisans proje hazırlıkları ve TamSaha yazılarının payı büyük elbet. Ne zamandır ha yazdım ha yazacağım bir şeyler derken bu fotoğraf aklıma geldi. Four Four Two'nun bu ayki sayısından çarptım. Gordon Milne ile yapılan röportajda kullanılmıştı ve gördüğüm anda gözlerimi alamadım. Çarptı resmen hemen...
Süleyman Seba o tüm babacanlığı ve sade otoritesiyle masa başında. Diğer tarafta ise Gordon Milne kendisini Beşiktaşlı yapan imzayı atıyor. Etrafta naif, güleryüzlü ve mutlulukları suratlarına yansımış insanlar... Yaklaşık 25 yıl olmuş ve o zamandan beri neler değişmiş. Özlüyor insan. Yıldız transferden çok genç oyuncularını, şovenizmden çok efendiliği, göz boyamacılıktan çok takımın başarısını düşünen bir anlayışı özlüyor. Seba'dan sonra adım adım kaybedilen ve neredeyse sıfırı tüketen o saygınlığı ve ağırlığı arıyor gönül ister istemez. Şimdi bul bulabilirsen...
0 yorum:
Yorum Gönder