Subscribe Twitter Twitter

11 Aralık 2011

'Klasik O'


Sanırım en "klasik" yıllarını geçiriyor son 3,5 sezondur El Clasico. Maç öncesi ibre, ev sahibi olmanın da avantajıyla Mourinho'nun tarafında görünüyordu. Açıkçası ben de bu kez Madrid'in üstünlük kuracağını düşündüm. Ama bu maçın havası farklı işte bir şekilde. Ben 3. dakika oynanırken koşarcasına eve girdiğimde durum 1-0 olmuştu bile. Gördüğüm anda sövdüm.

Mourinho'nun adamları insanca pres yapmıyordu, boğuyordu adeta. En son Inter'in başındayken 2010 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona'ya karşı benzer bir taktikle çıktığını hatırlıyorum Mourinho'nun. O günkü maçta topu kaptığı anda etkili kontratak yapmış ve Guiseppe Meazza'da 3-1 ile sonuca gitmişti. Ancak dün gece öyle olmadı. Real Madrid fizik anlamda bu derece yoğun bir presi kaldıramazdı, öyle de oldu. Eğer ilk devre boyunca bu denli yoğun pres yapıyorsanız, ele geçirdiğiniz fırsatları kaçırmamak gerekir. Aksi takdirde takımın yorgunluğu özellikle ikinci devrede artarken motivasyonu da azalıyor gitgide. Diğer bir deyişle o kadar koşup rakibe oyun kurdurmamanın ödülünü bir şekilde almak gerekir ki o çaba bir şeye değsin. 24. saniyede gelen golden sonra Ronaldo yakaladığı fırsatları gole çevirse ikinci yarının hikayesi çok başka olurdu. Ne var ki Ronaldo'nun "ille de Barcelona'ya gol atmalıyım" hissiyatı bu şansı köreltti. Beraberlik golü gelince de her şey yeniden başlıyordu maç için ancak momentum Barça'daydı artık.


İkinci yarı Madrid'te o presten eser yoktu. Özellikle Mesut'un pestili çıktı ve bir El Clasico'yu daha etkisiz kapattı. Barça'da ilk yarıya neredeyse ileri uçta başlayan Fabregas orta sahaya geçerken, ortada yer alan Busquets ise daha da geriledi. En önemlisi Alves sağ kanadı koridor gibi kullanmaya başladı ve Marcelo'yu sürekli hataya zorladı. Fabregas'ın attığı üçüncü golde içeri topu keserken Marcelo kademesini çoktan kaybetmişti bile.

Karşılaşma ikinci yarıdan ibaret olsaydı maçın adamı olarak Alves'i seçebilirdim. Ancak oyun süresince ilerideki hareketliliği ile A. Sanchez ve kusursuz bir maç çıkaran Iniesta'yı es geçemeyiz. Maç öncesi "fark 9'a çıkarsa lig biter" kelamları dolaşıyordu, ki katılıyordum ben de. Ne var ki Barcelona halen ezeli rakibinin gözle görülür biçimde ilerisinde olduğunu hatırlatmış oldu. Mourinho neyi denerse denesin, Barça gibi tarihin belki de en esnek ve akışkan yapıdaki takımına karşı kalıcı bir antitez üretemiyor hala. Zira Guardiola onun satranç tahtasındaki her hamlesine verecek bir karşılık buluyor ve sonuçta şahı deviren Barcelona oluyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...