
12 Mart 2009
Villa City'ye

Son 8 Biletleri

Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalan 8 takım malum ki belli oldu. Beklentilerimden 2 fire verdim bu turda; Juventus'un çıkması çok da beklenmiyordu açıkçası ama Atletico'nun Porto'ya elenmesi sürpriz oldu. İngilizler yine son 8'e 4 takım sokarken İtalyanlar topluca eve dönüş yaptı. İspanya'yı da bu turdan itibaren Barcelona ve Villareal temsil edecek. Villareal'e de helal olsun; Devler Ligi'ne ikinci katılışlarında da çeyrek finali gördüler. 2006'daki ilk katılışlarında yarı final oynamışlardı.
Bu turda Liverpool, Barcelona ve Mancheser United'ı izlemek gerçekten keyif verdi. Özellikle Liverpool'un R. Madrid'i Anfield'ta 4 gol ve müthiş futbolla sahadan silişi uzun süre unutulmayacak cinstendi, nefes aldırmadılar resmen. Aynı sahada geçen yıl Beşiktaş'a bunun 2 katını sallamışlardı da ona fazla değinmeyelim şimdi!
Son olarak İngilizlere tekrar değinmek gerek. Fire vermeden yola devam ediyorlar ve bu durum sürpriz değil açıkçası. Yalnız çeyrek finali gören bu 4 takımda salı ve çarşamba günü ilk 11 başlayan toplam 9 futbolcu vardı sadece! Chelsea'de Cole, Lampard ve Terry; Liverpool'da Carragher ve Gerrard; United'ta Scholes, Carrick, Rooney ve Ferdinand varken, Arsenal'de sadece oyuna sonradan giren Walcott'u görebildik (Liverpool'da da Spearing sonradan oyuna dahil olmuştu).
Bu turda Liverpool, Barcelona ve Mancheser United'ı izlemek gerçekten keyif verdi. Özellikle Liverpool'un R. Madrid'i Anfield'ta 4 gol ve müthiş futbolla sahadan silişi uzun süre unutulmayacak cinstendi, nefes aldırmadılar resmen. Aynı sahada geçen yıl Beşiktaş'a bunun 2 katını sallamışlardı da ona fazla değinmeyelim şimdi!
Son olarak İngilizlere tekrar değinmek gerek. Fire vermeden yola devam ediyorlar ve bu durum sürpriz değil açıkçası. Yalnız çeyrek finali gören bu 4 takımda salı ve çarşamba günü ilk 11 başlayan toplam 9 futbolcu vardı sadece! Chelsea'de Cole, Lampard ve Terry; Liverpool'da Carragher ve Gerrard; United'ta Scholes, Carrick, Rooney ve Ferdinand varken, Arsenal'de sadece oyuna sonradan giren Walcott'u görebildik (Liverpool'da da Spearing sonradan oyuna dahil olmuştu).
5 Mart 2009
Sampdoria 3-0 Inter

4 Mart 2009
IFFHS

Çok detayına girmeden anlatacağım. Prosedüre göre ligler, kalitelerine göre dörde ayrılmış durumda. En üst gruptaki liglerde galibiyet 4, beraberlik 2 puan değerinde ve mağlubiyete puan yok. Bir alt grupta ise bu puanlar 3-1,5-0 şeklinde. Bu şekilde de devam ediyor. Buraya kadar fena değil gibi görünüyor, ancak ligdeki takımlar arasında böyle bir kategorizasyon düşünülmemiş. Yani şimdi Beşiktaş'ın Hacettepe'yi yenince aldığı puanla, Hacettepe'nin Beşiktaş'ı yendiğinde aldığı puan aynı. Hakeza Beşiktaş, Fenerbahçe'yi Şükrü Saraçoğlu'nda yense de aldığı puan aynı. Yani maçların veya rakibin zorluk derecesi hiç hesaba katılmamış.
Durum Şampiyonlar Ligi'nde de aynı. Hangi ülkeden katıldığı fark etmeksizin tüm takımlar için galibiyet / beraberlik puanları aynı. Bu da küçük takımların gayet aleyhine işleyen bir sistem. Diyelim Sivas seneye Devler Ligi'ne katıldı ve grupta Arsenal ile eşleşti (Bülent Uygun Arsene Wenger'le kapışmaya pek meraklı ya, bilirsiniz!). Gidip de Emirate Stadı'nda galip geldiğinde bile Sivas'ın Arsenal'e karşı sıralamada dişe değer bir sayısal üstünlüğü olmayacak. Sonuçta bu istatistiğin amacı kulüpler arasında adil bir performans sıralamasını göstermekse, ki her ay güncelleniyorsa amaç bu olmalı, bu tarz detaylar atlanmamalı bana göre.
Bu arada IFFHS'nin sıralamayı ilk kez yaptığı yıl olan 1991'den günümüze uzanan bir genel liste de mevcut. Yukarıda bahsettiğim noktalardan dolayı bu da adil bir sıralama değil tabiî. Yine de merak edenler buradan buyurabilir.
3 Mart 2009
Claudio Taffarel

2 Mart 2009
Efendi

Uzun koşulardan nefret ederdim çünkü kondisyonum yeterli değildi.
Ben tarihte sezon öncesi hazırlık maçlarına çıkan en kötü oyuncuydum.
Isınma esnasında enerjimi gol pozisyonlarına saklayayım diye toplara asla vurmazdım.
Birisi kariyerimin başlangıcında gelip bana "Bir gün Bobby Charlton'ın milli takım gol rekoruna bir gol yakın olacaksın" deseydi "Ya, tabii" derdim.
Cümleler; kulüp kariyeri boyunca oynadığı 466 maçta 244 gol atan, İngiltere adına 80 defa forma giyip 48 kez fileleri havalandıran, profesyonel kariyeri boyunca tek sarı kart dahi görmeyen Gary Lineker'e ait. İlginç bir adam, efsane...
* Demeçler, FourFourTwo dergisi Şubat sayısından alıntıdır.
İhtiyar Heyeti

"Soyunma odasında 35'lik adamların arasında kiminle muhabbet edecek ki?" diye konuşmuştu bu sezon Milan'dan Bordeaux'ya kiralık giden Gourcuff'un babası (ki aynı zamanda menajeri oluyor). Genç Fransız, Milan'daki 2 sezonunda beklenen patlamayı yapamamıştı ama bu sezon Bordeaux'nun ligdeki başarısında kilit rol oynuyor. Ayrıca Fransız ekibi, belli miktarda bir transfer ücreti ödeyerek oyuncunun bonservisine sahip olma hakkına da sahip.
Şimdi bir takım düşünün ki kadrosundaki 29 futbolcudan (ki bunların 4'ü ligde riske edilmeyecek derecede tecrübesiz) 15 tanesi 30 yaşını devirmiş. Bu yaştaki futbolcudan verim alınamaz mı peki? Gayet alınabilir ama kadronun çoğunluğu bu yaşlardaysa o takımdaki motivasyonun, enerjinin, kazanma hırsının en üst düzeyde olmasını bekleyemezsiniz.
Sonuç olarak Milan'ın gerçek anlamda bir değişime ihtiyacı olduğu bana göre artık ortada. Hatta bu değişim; yeni Gourcuff'ların soyunma odasındaki muhabbetlere adapte olmalarındaki problemi acilen ortadan kaldıracak kadar radikal, ayrıca takımın iskeletini derinden sarsmayacak ve fayda sağlayan futbolcuları etkilemeyecek kadar da dengeli olabilmeli. Kısacası Galliani'nin bir satranç ustası kıvamında strateji belirlemesi gerekiyor.
1 Mart 2009
Beşiktaş 106 Yaşında
Milan'ın Çöküşü


La Liga Yanıyor!

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)